Seçmen davranışları ile ilgili genel kabul, “genel seçimlerde parti, yerel seçimde aday” faktörünün daha çok önem kazandığı yönündedir. Esasen bu genel kabul, bir öngörü olmasının yanında bir temenniyi de içermektedir. Zira bireyler, aldıkları kamusal hizmetlerde, seçtikleri merkezî otorite temsilcilerine yönelik hesap verilebilirlik mekanizmalarını sınırlı şekilde işletebilmelerine rağmen yerel yönetim organlarında bu husus daha esnek bir süreç içerisinde ilerleyebilmektedir. Bunun yanında bireyler, yerel yönetim organları tarafından verilen hizmetlerden daha çok faydalanmakta ve bu hizmetleri sunacak idari mekanizmanın yöneticisi olan belediye başkanı ve hizmetlerinden daha çok etkilenmektedir.
1930-2019 yılları arasında Türkiye'de gerçekleşen yerel seçimlerin ele alındığı bu çalışmada, seçmen davranışlarına ilişkin bu varsayımın genel itibarıyla doğrulanmadığı görülmektedir. Gerçekten de Türkiye'de gerçekleşen yerel seçim sonuçları, önemli ölçüde yakın zamanda gerçekleşen genel seçim sonuçlarıyla benzeşmektedir. Bu durumun ayırdında olan politika yapıcılarının da yerel seçimlere ilişkin seçmen davranışlarını etkilemeye yönelik propaganda unsurlarında yerel ölçekteki hususlardan ziyade genel ölçekli sorunlara ve konulara odaklandığı ifade edilebilir.