Bilimsel teori, evrenin oluşumunu açıklamaya dönük önermeler bütünüdür. Bilimsel sosyolojik teori ise toplumsal eylem, etkileşim ve organizasyon evreninin nasıl işlediğini açıklamaya dönük önermeler dizisidir. Dünyaya bakışımız teorik bakış açımıza dayanmaktadır. Sosyal dünyaya ait olağan yönlerin karmaşıklığını ve muğlaklığını fark etmek, gündelik hayata ait rutinlere sosyolojik teorilerle yeniden bakmakla mümkündür. Sosyologlar sosyoloji yaparken olayların belirli yönlerine odaklanırlar, konularına bazı kabullerle yaklaşırlar, bazı araştırma yöntemlerine ağırlık verirler ve bazı özel sorulara cevap ararlar. Bu teorik bakış, açıklayıcı ve sistemli bir sonucun ortaya çıkışını beraberinde getirmektedir. Sosyolojik kuramlar biçimsel ve boş kalıplar değil aksine modernite, aile, şehir, tüketim, özürlülük, risk, yaşlılık, Covid-19 gibi ansızın maruz kalınan salgın hastalıklar, mültecilik, meslekler vb. gündelik hayatın çeşitli alanlarıyla doğrudan ilgilidir. Gündelik hayata ait bu alanları nasıl gördüğümüz, nasıl anladığımız ve açıkladığımız aynı zamanda içinde nasıl hareket ettiğimiz onun nasıl bir şekil aldığı ile yakından ilgilidir.
İnsan davranışını, etkileşimini ve düzenini anlamaya çalışan sosyoloji, insanların gündelik hayatları ve rutinleri içinde yaptıkları şeylerin daha sistematik bir biçimde araştırılmasına ve yeniden keşfedilmesine odaklanmaktadır. Gündelik hayatın görünürdeki sıradanlığı, kavramla ilgili kuramsal çalışmaları zorlaştırsa bile bu keşif sürecinde sosyolojik tartışmaların önemli bir yeri vardır.
Sosyolojik teorileri, geleneksel ve modern dönemlere ait sosyolojik tartışmaları ve gündelik hayatın çeşitli alanlarını/kavramlarını anlamaya dönük bir çaba içinde olan bu çalışmada, hem toplumsal yapı ve kurumların kapsamlı özellikleri hem de kişiler arası tek tek karşılaşmalar ve insan etkileşimlerine ait ayrıntılar bağlamında sınıflandırılabilecek konular ele alınmıştır.