Newman'ın da vurguladığı gibi, toplumu insanlar inşa eder. Toplum, bizden kopuk ve çok uzağımızda olmayıp aksine yanı başımızdadır. Günlük hayatımızın her bir detayında, toplumu gözlemleyebiliriz. Toplumu biz insanlar inşa ederiz. Sonra da toplumun bizim eserimiz olduğunu unutup onun görkemli yapısı altında hayatımızı sürdürürüz.
Nasıl ki toplum bireyleri şekillendiriyor ve onların hayatına yön veriyorsa; bireyler de toplumu planlamada, korumada, geliştirmede ve toplumsal sorunların çözümünde aktif ve belirleyici rol oynar. Bu kitapta, ırk ve etnisite temelli olaylardan, tüketim çılgınlığına; siber gelinlerden, tek ebeveynli ailelere; medyanın hayatımızdaki manipülatif gücünden, çok uluslu şirketlerin küresel gücüne kadar, hayatın her yönünden güncel ve zengin örneklerle karşılaşacaksınız. Irk, sosyal sınıf ve toplumsal cinsiyet ile ilgili olguların, günlük hayatımıza etkileri konusunda aydınlanırken belki sizler de sıkıntı ve ıstırap duyacaksınız.
Sosyoloji, son yaşanan küresel ekonomik krizin bireysel, toplumsal ve küresel etkilerinden Arap Baharına (?!) ve Mısır'daki olaylara; Madagaskar yerlilerinin kültürel geleneklerinden, Facebook'taki “ayrılık habercisi” uygulamasına kadar, ilginç ve çarpıcı örneklerle yaşadığınız gerçekliğin kapılarını sizlere aralamakta; günlük hayattaki en küçük deneyimlerimizin bile toplum denilen gerçeklikle yakından ilişkili olduğunu, etkili bir şekilde ifade etmeyi hedeflemektedir.
Okuyucuya, sosyolojik bir bakış açısı kazandırma görevini, hakkıyla yerine getireceği düşünülen bu kitap, yalnızca kitabın kaleme alındığı Amerikan toplumuna ilişkin değil; küresel düzeydeki toplumsal, ekonomik ve siyasal olaylarla ilgili olarak da zengin ve güncel bilgiler ile istatistiki veriler içermektedir. Çok boyutlu ve karmaşık toplumsal gerçekliği, anlaşılır bir dil ve üslup ile okuyucuya anlatan, son derece faydalı ve eşine az rastlanan bu eseri okurken en az, çevirisini yaparken benim aldığım kadar keyif alacağınızı düşünüyorum.