İnsan her ne kadar mükemmel olma arzusuna sahip olsa da bu emeline ulaşması mümkün değildir. Aslında özel gereksinimlerin olması, her insanın bizzat tecrübe ettiği bir durumdur. Farklı boyutlarda veya şekillerde birtakım yetersizliklere sahip olması da insan olmanın bir hususiyetidir. Böyle bakıldığında özel gereksinimli bireylerin, yetersizliklerinin belirlenmiş olması dışında normal gelişim gösteren bireylerden farkları yoktur.
Özel gereksinimli bireyler tarih boyunca birçok güçlükle mücadele etmek zorunda kalmış ve çoğu zaman toplumda hak ettikleri saygıyı görememişlerdir. Yirminci yüzyılın özellikle ikinci yarısından itibaren demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerdeki gelişmeler sonucu bu bireylere yönelik iyileştirici düzenlemeler yapılagelmiştir. Bilhassa teknolojideki gelişmeler sayesinde bu bireyler kendilerini kuşatan zorluklardan bir derece kurtulabilmiş ve daha iyi şartlarda eğitim alma imkânına kavuşmuştur.
Bir normalleşme süreci olarak kabul edilen kaynaştırma eğitimi uygulamaları, özel gereksinimli bireylerin akranlarıyla aynı öğretim ortamlarında bulunmalarına fırsat vermekte ve onların topluma adapte olmalarına katkı sağlamaktadır. Din eğitimi alanında da öğrenme ihtiyaçları olan özel gereksinimli bireyler Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin rehberliğinde dinin birey ve toplum hayatındaki yeri ve önemi hakkında bilgi sahibi olmaktadır.