Balkan bölgesi, gerek coğrafi, siyasi ve ekonomik açıdan gerekse kültürel ve insani bağlar açısından uluslararası sisteme yön veren güçler tarafından sürekli kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan şartlar, Yugoslavya’nın kurulmasına neden olduğu gibi pek çok ulusun da bir arada tek bir çatı altında yaşamasına imkân sağlamıştır. Fakat bu şartlar, 1990 yılının bitmesiyle değişiklik göstermiş ve bu sefer de bu ulusların ayrılmasına ve parçalanmasına neden olmuştur. 1990 sonrası uluslararası sistem Yugoslavya’yı etkisi altına alarak, mikro milliyetçi akımların da etkisiyle Yugoslavya toprakları üzerinde yeni farklı devletlerin kurulmasına olanak sağlamıştır. Bu devletlerden biri olan Kosova ise bu sistemin ürünü olarak "Kosova Sorunu" adı altında Balkanların çok boyutlu sorunu niteliğini temsil eden bir öneme sahip olmuştur. Sisteme yön veren küresel güçlerin Balkanlar üzerindeki hesapları dikkate alındığında, bu sorun tüm Balkanları etkilediği gibi Kafkasya ve Orta Doğu bölgelerinin istikrarını bozma özelliğine de sahiptir. Çünkü, Kosova’nın bağımsızlığını ilan etmesi, Balkanlardaki sorunları çözmediği gibi, diğer bölgelerdeki sorunlara örnek olmuş, kısa vadede Gürcistan - Rusya ve Ukrayna - Rusya çatışmalarına akabinde ise Kırım’ın ilhakına giden süreçlerde adından bahsettirmiştir. Özellikle Kafkasya ve Orta Doğu bölgelerindeki başka çatışmalara emsal temsil edeceği endişesi uyandırmaktadır.